Nüfusunun yüzde 85’i kadınlardan oluşan denilen şehir,
2014 yılı Eylül ayında hani sıklıkla basına yansıyan nüfusunun yüzde 85’ i kadınlardan oluştuğu söylenen, Ukrayna’ nın batısında yer alan Lviv’ e gittim ve burada beş tam gün kaldım ve en ince ayrıntısına kadar birçok yerini gezdim,
Lviv’ e gitmek amacım öncelikle Unesco’ nun Dünya Kültür Miras Listesinde olan bir şehir olmasıydı, Vikipedia’ yı kaynakça gösterirsem, şehrin 860.000 kişilik nüfusunun %88’i Ukraynalı, %8’i Rus, %1’i de Polonyalılardan oluşuyor, hatırı sayılır kadar da Ermeni ve Yahudi asıllının yaşadığını da öğrendim, yine eski bir Doğu Bloku ülkesi olması nedeniyle de eski Sovyet Cumhuriyetleri ve tek tük de olsa Türki Cumhuriyetlerden insanlar gelmiş ve kültürlerini de getirmişler, bu nedenle şehrin çok zengin bir mutfağı olduğunu söylemeliyim,
Gelelim şu nüfusunda ağırlıklı olarak kadın olması hususuna, şu ana kadar birçok ülke ve yüzün üzerinde şehir gezdim, ama Lviv’ de söylendiği gibi denilen oranda kadını ortalarda görmedim, tamam kadınları Slav ırkının estetiğini, taşıyorlar, gerçekten güzeller ama denildiği gibi bir oran olduğunu düşünmüyorum, muhtemelen Ukrayna hükümeti veya her kim ve/ veya neyse bu şehir efsanesini çıkararak bazı turistleri çekmeye çalışıyor olabilirler. Yani bu nedenle gidenler kesinlikle büyük hayal kırıklığı yaşayacaklardır, ama birçok ülke gezdim, bir sürü şehir gördüm, kadınların çok fazla ortalarda olduğu ve erkeklere neredeyse tekliflerde bulunduğu iki şehir söyleyebilirim, Tayland’ ın başkenti Bang Kok ve Filipinlerin başkenti Manila,
Lviv’in şehir merkezinde gezilecek yerlerine bir göz atalım, Old City denilen bölgenin merkezinde Raynok Square yer alıyor, burada cafeler, restaurantlar, müzeler , kiliseler var, her an müzisyenler, ressamlar veya gösteri yapan sanatçılarla karşılaşabilirsiniz. Ayrıca buradan hareket eden Chuda Train denilen tekerlekli gezi trenine binilebilir ve yaklaşık bir saatte eski şehir gezilebilir, ayrıca şehir merkezinin de bir kısmı bu güzergah içerisinde.
Lviv’ in çikolata kültürü çok zengin, Old City içerisinde birkaç tane çikolata mağazaları var, buralarda bin bir çeşit satılan çikolatalardan oturup afiyetle yiyebileceğiniz gibi, çikolatalı içecekler de içebilirsiniz.
Şehir merkezinde Svabody caddesinin başlangıcında Opera Binası var, burası kocaman bir meydan, caddenin her iki tarafında cafe, restaurantlar ve mağazalar mevcut, orta bölümü de kocaman bir park şeklinde ve günün her saati insanlar burada zaman geçiriyorlar.
Şehrin merkezinin hemen yanı başında bulunan Bira Müzesi gezilebilir ( Lviv Beer Museum ), burası eski fakat faal bir bira fabrikasıyla içi içe, hem müzeyi gezip, hem bira içebilirsiniz, isterseniz de hoş bir restaurantı var, orada yemeğinizi de yiyebilirsiniz.
Bir başka görülecek yerde, adeta bir sanat müzesi gibi olan meşhur Lychakiv Cemetery olarak adlandırılan devasa mezarlık. Burası da Lviv merkezine çok yakın, otobüs, tramvay ile de gidilebilir. Bu mezarlığa şehrin zengin tabakası, sanatçılar ve üst düzey bürokratları defnediliyormuş, ayrıca bir kısmı da şehitlik olarak ayrılmış. İkinci dünya savaşı ve çeşitli geçmiş dönemlerde savaşlarda ölenler buraya defnedildiği gibi son dönemde Rus yanlısı ayrılıkçılarla yaptıkları iç savaşta ölenlerden Lviv’ liler de bu mezarlığa defnediliyormuş, ben mezarlığı gezerken çok yeni defnedilen bir asker cenazesini ve ağlayan yakınlarını gördüm, oldukça üzücüydü, Ruslara karşı müthiş nefretleri var ve bunu kimi objelere de yansıtmışlar.
Alışveriş derseniz şehir merkezinde ünlü markaların mağazaları ve küçük ölçekli marketler var, ancak büyük bir avm bulabilmek mümkün değil, eğer böyle bir yere ihtiyaç duyarsanız şehrin 20 km. kadar dışarında yer alan King Gross isimli avm alışveriş merkezine gitmeniz gerekecek, oraya gidiş de yine belediye otobüsü ile mümkün ve şehir merkezinde kalkıyor. Ben taksi ile gittim ve maliyeti yaklaşık 7 usd oldu.
Raynok Meydanının arka tarafında bulunan Antika Pazarı da meraklıları için görülmeye değer bir yer.
Şehir çok temiz, insanları medeni, tarihi dokuya ve doğal güzelliklere sahip çıkmışlar, elli, yüz sene önceki resimlere bakıldığı zaman çok şey değişmediği görülüyor. Kimse kimseye bakmıyor, rahatsız etmiyor, trafik kurallarına uyuluyor.
Ayrıca maalesef ki son iç çatışmalar nedeniyle paraları çok değer kaybetmiş, yani oldukça ucuz bir destinasyon ve ülkemize de yakın sayılabilecek bir yerde,
Lviv Mutfağı
Lviv’in nüfus itibarıyla çoğunluk Ukrayna asıllı olsa da farklı etnik kültürleri ve dolayısıyla çeşitli mutfakları barındıran zengin kültürlü bir kent, yerel rehberim ile bu restoranların çoğuna girdik ve dolaştık içerilerini,
Restoranların kimilerine giriş şekilleri veya yemek usulleri o kadar değişik ve hoş ki, hangi birinden ve neresinden başlayacağımı bilemedim,
Alt bölümde resimde görünen yerin ismi Kriyjivka Restoran (soldan ikinci binanın iç kısmından giriliyor), en merkezi yer olan Raynok Meydanında, buraya girerken kocaman kapalı bir kapı var, zile basıyorsunuz ve içeri girerken bir parola var, Slava Ukraini, yani yaşasın Ukrayna, Ukrayna’ya zaferler gibi anlamı olan bir söz bunu söylemezseniz giremiyorsunuz, içeride de asker kıyafetli garson ve personel var, ayrıca eski silah ve teçhizat da dekoratif amaçlı yerleştirilmiş,
İkinci durağımız giriş kapısının ön tarafında heykel olan Mosoch Restoran, o heykelde yazar Mosoch’ unmuş, burada çok farklı bir şey yaşadım, aslında daha önce Gülhan’ın Galaksi gezi programında izlemiştim ama orası olduğunu ilk anda anlayamadım tabii,
İçeri girdik, tam ilerlerken kapıdaki garson kız arkasında tutuyormuş göremedim birden elindeki kırbaçla sırtıma vurdu, şoke oldum sonra içeri girdik, çıkarken baktım yine vuracak, kurtulamadım, şıraaak diye bir tane daha yedim kırbacı, çok enteresan şeyler var yani Lviv de,
Bitmedi tabii, bir sonraki restoran da ise cüceler çalışıyor, birkaç katlı ve her katta değişik dekoratif yerleşimler yapmışlar, kütüphane, gemi içi gibi,
Yolumuza çıkan bir sonraki yemek yeri ise Gürcü restorandı, orada bir güzel bizim kapalı kıymalı Karadeniz pidesi benzeri, afiyetle yedik,
Sonraki ise Oil Lamp Restoran diye adlandırılan Polonya Restoranı, içeride de dekoratif amaçlı eskiden kullanılan gaz lambaları var, bir de hediyelik eşya dükkanı, burada lamb yani koyun eti yemekleri ağırlıymış, kapıdaki heykel de Polonyalı mucit i.zlukawisevich ,
Sonra gelen Ermeni Restoranı burada oldukça fazla sayıda Ermeni nüfusu varmış, içeri de de Türkçe konuşan müşteriler gördüm,
Son olarak gelelim Pid Zolotoiu Rozoyo olarak adlandırılan Yahudi Restoranına, burada menüde fiyatlar yok, isterseniz standart bir fiyat veriyorlar veya fiyatı pazarlık yaparak yemek bittikten sonra belirliyorsunuz,
Ben bir öğle yemeğimi orada yedim, garson yemek öncesi bir bakraç su ve havlu ile geldi elime su döktü, bu geleneksel karşılamaymış, Yahudi usulü çorba, ana yemek ve kahveden sonra ödemede pazarlık yapmak istediğimi söyledim, garson patron o an için orada olmadığı için telefonla fiyat aldı, ancak ilk turda anlaşamadık, bana şu an için para vermeden gidebileceğimi, yarın gelmemi ve pazarlık yapacağımızı söyledi,
Fakat ben ertesi gün gelemeyebileceğimi bu nedenle standart fiyatı ödemek istedim ve ödeyip ayrıldım, müşteriye olan güven duyguları ise takdire şayandı, yemeğin toplam tutarı ise yaklaşık 13 usd.dı yani burada fiyatların da makul olduğunu söyleyebilirim.
,
Furmanska Street üzerinde bulunan Bukhara restoran da da Özbek mutfağından lezzetleri tadabilirsiniz.
Sonuç olarak Lviv beklentilerimi karşılayan harika bir şehir olarak anılarım içerisinde yerini aldı.